top of page

1. BURADA EN ÇOK SORULAN SORULAR VAR. BAKALIM KARAR VERMENİZE YARDIMCI OLACAK MI..

ARADIĞINIZ CEVABI BURADA BULAMAZSANIZ DİĞER YOLLARDAN DEVAM EDİN

İLACA GERÇEKTEN İHTİYACIM VAR MI?

Eğer gerekli testler yapıldıysa ve doktorunuzun koyduğu teşhis doğru ise verilen ilaçlara da güvenmelisiniz. Doktorlar hastalarına kendi ana, babalarına bakar gibi bakarlar ve doğru teşhis koymak için bütün bilgilerini kullanırlar. Gereksiz, zararı dokunacak ilaçları yazmazlar. Burada önemli olan 2 konu: 1. Verilen ilaçları ne süre ile kullanacağınız 2. Verilen ilaçların daha iyileri çıktı mı öğrenmektir. Bunun için de arada bir kontrollere giderek bu soruları sormak gerekir. Lütfen size verilen bir ilaca gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına kendi başınıza veya etrafınızdakilere sorarak veya internet veya sosyal medyada arayarak karar vermeyin. Bir doktor ile konuşmadan ilacı almazlık etmeyin veya alırken kesmeyin. Haklı sebepleriniz mutlaka vardır fakat önce danışın, dertleşin.

İLACIN DOZLARI ÇOK KARIŞIK?

Bu konuda hastalar çoğunlukla haklıdır. Önemli bir sorun. Doktorlar genellikle hastaları için en iyisini yapmayı düşünürken bu tür sizler için aslında dert olabilecek pratik şeyleri pek düşünmezler. Fakat neredeyse çoğu ilaç dozlarının tek sefere indirilmesi veya iki ilacın bir arada bulunduğu tek tabletler ile  değiştirilmesi mümkündür. Bu haklı konuda ilacı bırakmaktansa doktorunuza daha kolay alınabilir şekillerini sorun, size verecektir.

İLACIN DOZLARI ÇOK SIK VE FAZLA?

Bunun çoğunlukla çaresi, çözümü var. Bir çok ilaç artık bir arada tek tabletler şeklinde de bulunuyor. Veya ilacınızın uzun etkili olanları sayesinde günde tek doz alabiliyorsunuz. Doktorunuzda isteyin, mutlaka sizin hayatınızı kolaylaştıracak reçeteler yazacaktır. Lütfen size verilen bir ilacın dozlarını, miktarını kendi başınıza karar vererek değiştirmeyin.

İLACIMI ALMAYI BAZEN UNUTUYORUM?

Bu konuda hiç de yalnız değilsiniz. Devamlı ilaç kullanmak zorunda olanların %30'u ilaçlarını almayı arada bir unutuyor. Bunun tek sebebi de yok. Bazılarımız gerçekten unuttuğu için almıyor, ama bazıları başka dertleri yüzünden unutmak istiyor, unutuyor. Eğer sebep unutkanlık ise bunun çok çaresi var. Alarmlar, hatırlatıcılar, günlük işlerinizin önüne, yanına ilaçları koymak, ailenizden yardım istemek, cep telefonu uygulamaları, ilaçları en sık kullandığınız eşyaların yanına koymak ve benzerleri. Ama başka sebeple unutuyor oluyorsak doktorunuzla konuşma zamanı gelmiş demektir.

İLACIMI ALMAZSAM NE OLUR? RİSKLERİ VAR MI?

Verilen ilaçları doğru dozlarda, doğru sayıda ve istenilen süre boyunca aksatmadan almak çok önemli. Ancak bu şekilde en fazla faydayı göreceksiniz. Eğer verilen bir ilacı doktorunuza sormadan almayı bırakırsanız: 1. Şikayet veya hastalığınız iyileşmez 2. Buna bağlı başka riskler ortaya çıkabilir 3. Eğer  aniden keserseniz bazı ilaçlarda ters tepmeler olabilir. En doğrusu böyle bir karar verdiğinizde doktorunuza da haber vermektir. Belki başka çareler, başka tedaviler de vardır. Belki de siz doğru düşünmüş ve gerçekten artık ilaca ihtiyacınız kalmamış olabilir. Lütfen size verilen bir ilaca gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına kendi başınıza veya etrafınızdakilere sorarak veya internet veya sosyal medyada arayarak karar vermeyin. Bir doktor ile konuşmadan ilacı almazlık etmeyin veya alırken kesmeyin. Haklı sebepleriniz mutlaka vardır fakat önce danışın, dertleşin.

HASTALIĞIM ÖNEMLİ Mİ? RİSKLERİ VAR MI?

Bu soru önemli, haklısınız. Neden ve ne işe yaradığını, sizi nelerden koruyacağını bilmeden devamlı, bazen ömür boyu ilaç almak kolay bir şey değil. Doktorların kimseye boş yere, faydasız ve hele size zarar verecek ilaçlar yazmadığını hatırlayalım.Eğer bu soruların cevabını doktorunuz size anlatmadıysa veya hala tam olarak inanmadıysanız iş size düşüyor. Araştırıp, okumanızda fayda var. Böylece kendi kararınızı verebilirsiniz. Ama nereden, hangi kaynaklardan okuduğunuz çok önemli. Aşağıdaki bir kaç soruda en doğru ve güvenilir okuma kaynaklarına nasıl erişebilirsiniz konularına yer verdik.

HİÇ ŞİKAYETİM, BELİRTİM YOK. İLACI NEDEN ALAYIM?

En önemli soru bu. En çok sorulan soru da bu. Bu yüzden kafanızda bu konuda soru işaretleri olması normal. Tansiyon, kolesterol gibi bir çok kronik dediğimiz hastalığın hiç bir belirtisi olmayabiliyor. Yani insan bunlarla ilgili hiç bir şey hissetmiyor. Sadece tansiyon ölçülünce veya kan testi yapılınca ortay çıkıyor. Ama en önemlisi şu: Bir hastalığın belirti vermemesi ileride zararı olmayacağı anlamına gelmiyor. Uzun yıllar sessiz sedasız süren yüksek tansiyon veya kolesterol kalbi, damarları, böbrekleri bozabiliyor. Bu yüzden bu haklı ve önemli sorunuzun cevabı: Hiç bir şikayetiniz, belirtiniz olmasa da, doktorunuz ilaç verme gereği duyduysa verilen ilaçları düzenli alın. Böylece ömür boyu şikayetsiz, sağlıklı kalın. Lütfen size verilen bir ilaca gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına kendi başınıza veya etrafınızdakilere sorarak veya internet veya sosyal medyada arayarak karar vermeyin. Bir doktor ile konuşmadan ilacı almazlık etmeyin veya alırken kesmeyin. Haklı sebepleriniz mutlaka vardır fakat önce danışın, dertleşin.

CANIM ALMAK İSTEMİYOR? CANIM HİÇ BİR ŞEY YAPMAK İSTEMİYOR?

Burada dikkat: İlaç kullanmak istememek her insan için geçerli. Normal insan hali bu. Fakat çok iyi biliyoruz ki bazen isteksizlik, enerjisizlik, hayattan zevk almama veya bir şey yapmak istememe depresyon dediğimiz ruh halinden oluyor. İnsan böyle olunca da ilaçlarını da almak istemiyor. Eğer gerçekten depresyondaysanız bunun kendi kendine geçme ihtimali az. Ama iyi haber düzelebilir bir durum ve tedavisi var. Doktorunuzla ruh halinizi de mutlaka konuşun.

HASTALIĞIM HAKKINDA BİLGİM YOK. NEREDEN OKUYABİLİRİM? 1. BÖLÜM

Şikayetler, hastalıklar, ilaçlar ve tedaviler hakkında güvenilir kaynaklardan bilgi aramanız, okumanız gerekir. Güvenilir kaynaklar devlet kurumları, üniversiteler ve hastalık dernek ve vakıflarının yayınlarıdır. Bunlara ait internet siteleri .gov ve .org ile biten internet adreslerine sahiptirler. Adresleri .com ile biten siteler özel, şahsi veya ticari yapılardır. Sağlık bilgisine erişmek için eş, dost, akraba fikirlerine başvurmayın. Sağlık bilgisini forumlar veya facebook grupları gibi yerlerden okumayın. Bunların tamamı tıbbi olmayan, kişisel görüşlerdir. Bazen tehlikeli derece yanlış bilgi ve yönlendirmeler içerirler. Sağlık sorunuza cevabı Google araması ile karşınıza ilk çıkan sayfalardan yapmayın. Yazarın künyesini, kim olduğunu kontrol edin. Sağlık sitesinin künyesini de kontrol edin. Açık isim kullanılmayan yazıları okumayın. İkinci bölümde güvenilir adresler bulunuyor.

HASTALIĞIM HAKKINDA BİLGİM YOK. NEREDEN OKUYABİLİRİM? 2. BÖLÜM

Güvenle başvuracağınız bazı kaynaklar:

KAN TESTLERİ HAKKINDA:

https://labtestsonline.org.tr/    

TANSİYON, BÖBREK HAKKINDA:

http://tekinakpolat.com/  

DİYABET ( ŞEKER HASTALIĞI ), TİROİD, KOLESTEROL, OBEZİTE HAKKINDA:

http://hastalaricin.temd.org.tr/  

DİYABET HAKKINDA:

https://www.turkdiab.org/ 

İLAÇ KULLANIMI HAKKINDA:

http://www.akilciilac.gov.tr/  

KALP HASTALIKLARI HAKKINDA:

https://tkv.org.tr/saglikli-bilgiler/makaleler 

DİYABET HAKKINDA:

http://www.diabetcemiyeti.org/c/hastalara-oneriler  

HER ŞEY HAKKINDA EN İYİLERDEN:

https://www.drmurataksoy.com/

https://www.youtube.com/c/ProfDrMuratAKSOY/videos 

İLACA BAĞIMLI OLMAKTAN ENDİŞELENİYORUM?

İlaca bağımlı olmak konusu herkes tarafından biraz yanlış anlaşılıyor ve bu yüzden haklı endişelere sebep oluyor. Bir ilaca bağımlı olmak başka, ilacın bağımlılık yapması çok başka bir şey. Aslında ilaca bağımlı olmak diye bir şey yok. Kronik hastalıklar dediğimiz şeker, tansiyon, kolesterol, KOAH gibi uzun süreli hastalıklarda ilaçları da uzun süreli belki ömür boyu almak gerekiyor. Fakat ilaçların bağımlılık yapması denen bir durum var. Burada ilacın kendisi alışkanlık, bağımlılık yapıyor. Sigara, alkol gibi. Bu ilaçlara örnekler: Bazı ağrı kesiciler, uyku ilaçları, sinir ilaçları, sakinleştiriciler. Gördüğünüz gibi bunların arasında tansiyon, şeker, kolesterol, tiroid ilaçları yok. Bu yüzden bir kronik hastalık neden ile size ilaç reçete edildi ise o ilaca bağımlı olurum diye korkmayın. Mesela yeni bir ilaç çıktığında doktorunuz kolaylıkla eski ilacınızı keser ve yerine yenisini yazar. İlaca bağımlı olsanız bu mümkün olmaz, doktorunuz böyle yapamazdı.

DOKTORLAR ÇOK FAZLA İLAÇ YAZIYOR?

Hayır iyi bir doktor, güvendiğiniz sevdiğiniz bir doktor size bilerek isteyerek fazla ilaç yazmaz. Biz doktorların hangi hastalıkta hangi ilaçları yazacağımızı söyleyen, uluslararası kılavuzlar vardır. Tıpkı yemek tarifi gibi diyelim. Bu kılavuzlar her yıl yenilenir. İyi bir doktor bu kılavuzları takip eder ve onların doğrultusunda ilaç yazar. Ne eksik, ne fazla.

İNSAN BAZEN İLACA ARA VERMELİ?

Bu çok iyi bir fikir değil. Çoğu kişi aldığı ilaçlara ara vererek vücudunu, organlarını dinlendireceğini düşünür. Ama böyle olmaz, buna gerek yoktur. Tersine ilacı kesmeniz altta yatan sorunların tekrarlamasına, hastalığın kötüleşmesine sebep olabilir. İlacınızı ne kadar süre ile alacağınızı doktorunuz en başta söyleyecektir. Ara vermek etkisini  azaltabilir hatta ters tepmeler de yapabilir. Şeker, tansiyon aniden fırlayabilir. Son olarak ekleyelim eğer bir ilaç size zarar veriyor veya yan etki yapıyorsa bunu kolayca anlamak mümkün ve hemen gereken yapılır. Ama kendi başımıza ilaç dinlendirmeleri yapmayalım. Lütfen size verilen bir ilaca gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına kendi başınıza veya etrafınızdakilere sorarak veya internet veya sosyal medyada arayarak karar vermeyin. Bir doktor ile konuşmadan ilacı almazlık etmeyin veya alırken kesmeyin. Haklı sebepleriniz mutlaka vardır fakat önce danışın, dertleşin.

İLAÇLARIN ÇOĞU BAĞIMLILIK YAPAR?

Hayır hiç de böyle değil. Bu soruyu yukarıda konuştuk. Evet bağımlılık yapan bazı ilaçlar var ama bunlar sinir, uyku, sakinleştirici, kuvvetli ağrı kesiciler gibi ilaçlar. Bizlerin devamlı kullandığı mesela şeker, tansiyon, kolesterol veya tiroid ilaçları gibi ilaçlar bir bağımlılık yapmaz. Yani vücut bunları bıraksak da tekrar tekrar ister hale gelmez. Kronik hastalık dediğimiz bu hastalıklar uzun süreli olduğu için, bazen bizimle beraber ömür boyu yaşadıkları için ilaçlarını da devamlı almak gerekir. Yoksa ilaçlarını aldık diye süre gelmezler ve ilaçları bırakırsak bu kolay kontrol edilebilen hastalıklar yoldan çıkabilirler.



SAĞLIKLI VE İYİYİM. İLACA İHTİYACIM YOK?

Belki de en önemli, en sık sorulan sorulardan biri bu. İlacı bırakmanın da en sık sebeplerinden biri. Sağlıklı ve iyi hissediyorsanız bundan daha iyi bir haber olamaz. Ama: Kendinizi iyi hissetmeniz ilacınızı bırakmak için bir sebep olmasın. Zaten biliyorsunuz, devamlı ilaç aldığımız şeker, tansiyon, tiroid, kolesterol gibi sorunlar genellikle bir belirti, rahatsızlık, şikayet yapmıyor. İlacı istediğimiz sağlık hedeflerini, rakamlarını tutturmak için alıyoruz. Sonuçta kendinizi iyi ve sağlıklı hissetmeniz artık o ilaca ihtiyacınız kalmadı demek değildir. Aynı şekilde zaten iyiyim, hiç şikayetim yok doktor neden ilaç yazdı diye de düşünebilirsiniz. Her konuda olduğu gibi bunu da doktorunuza sorma hakkınız var. Eğer aldığınız cevap tatmin edici olmazsa ikinci bir görüş de alın. Ama lütfen bu konuda soru ve cevapları eş, dost, arkadaşa sorarak veya sosyal medya, facebook gruplarında aramayın. Buralardaki bilgiler güvenilir olmuyor, yanlış oluyor, kişisel fikirler oluyor veya bazen kasıtlı olarak yanıltıcı, korkutucu oluyor. Lütfen size verilen bir ilaca gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına kendi başınıza veya etrafınızdakilere sorarak veya internet veya sosyal medyada arayarak karar vermeyin. Bir doktor ile konuşmadan ilacı almazlık etmeyin veya alırken kesmeyin. Haklı sebepleriniz mutlaka vardır fakat önce danışın, dertleşin.

DOĞAL ÇARELER İLAÇLARDAN DAHA GÜVENLİDİR?

Hayır böyle değil. Her ikisinin de güvenli, her ikisinin de zararlı olabildiği durumlar vardır. İlk olarak hatırlatayım; Bir ilacın keşfedilip sizin kullanmanız için onay alması ve eczaneler girmesi 5-10 yıl sürüyor. Yüzlerce emniyet, güvenlik, fayda ve zarar testleri yapılıyor ve ancak bunlardan sonra reçete edilmek üzere devlet kurumları tarafından onay veriliyor. Fakat diğer tarafta doğal ürünler ve vitaminler böyle değil. Kullanım sırasında ilaç muamelesi görmüyor ve böyle denetlenmiyorlar. Ruhsat ve izinlerini bile Sağlık Bakanlığı değil Tarım Orman Bakanlığı veriyor. Ve çok da iyi biliyoruz ki etkileri artsın diye bazı doğal denilen ürünlerin içine maalesef ilaç maddeleri katılıyor ve böyle satılıyor. Ve bunun yapıldığını, ürünün içinde bir ilaç maddesi olduğunu yazan bir yer, broşür de olmuyor. Diğer taraftan tabii ki sağlıklı, güvenli ve etkili doğal yöntemler var. Ama en doğrusu doğal ürünleri bilen ve destekleyen bir doktor ile konuşarak kullanmak. Hele düzenli aldığımız ilaçlarımız varsa kendi başımıza onları bırakıp, yerlerine doğal ürün kullanmak ters tepebilir. Bazen de ilaç ve doğal ürün birlikte kullandığımızda ilaçlarımızın etkileri azalabilir veya riskli bir şekilde çok artabilir.

BİR İLACI BIRAKMAK MI İSTİYORSUNUZ? DOKTORUNUZA BUNU EN İYİ VE SAĞLIKLI ŞEKİLDE NASIL YAPACAĞINIZI SORUN

Bazı ilaçlar, özel bir bırakma programı olmadan hemen durdurulabilir. Ancak bir çok ilaç, uzun bir süre boyunca doz veya sıklıkta yavaş bir azaltma gerektirir. Ve bundan sonra bırakılabilir. Yavaş yavaş azaltarak bırakmalar ilacı çabucak bırakırsanız karşılaşabileceğiniz hoş olmayan yan etkilerden ve hatta geri tepmelerden, ters etkilerden kaçınmanıza yardımcı olur .
Eğer birden fazla ilacı bırakıyorsanız, ek yan etkilerden kaçınmak için bunları birer birer azaltmak gerekecektir. Her zaman doktorunuza danışın.

ANİDEN BIRAKILMAMASI GEREKEN İLAÇLAR HANGİLERİDİR?

  • Tansiyon İlaçları

  • Epilepsi, sara ilaçları

  • Kortizon içeren ilaçlar

  • Psikiyatri ilaçları

  • Depresyon ilaçları

  • Uyku ilaçları

  • Yeşil, kırmızı reçeteli ağrı kesiciler

  • Mide ilaçları

  • ANİDEN BIRAKILMAMASI GEREKEN İLAÇLAR LİSTESİ BUNUNLA SINIRLI DEĞİL. EĞER İLACINIZ BU LİSTEDE YOKSA, LÜTFEN BIRAKMADAN ÖNCE DOKTORUNUZA MUTLAKA DANIŞIN.

İLACIN UZUN VADELİ ETKİLERİ KONUSUNDA ENDİŞELENİYORUM?

Bu konularda endişelenmek normal. Fakat kimse size bilerek, isteyerek zarar verecek bir ilaç yazmayacaktır. Bütün ilaçlar uzun yılların araştırması ve sayısız testlerden geçerek onaylanır ve bizlerin kullanması için ancak bundan sonra eczanelere girer. Uzun dönem etkilerini öğrenmek için güvenilir yerlerden, kaynaklardan okumak lazım. Fakat mutlaka tekrar hatırlatalım, ilaçların kutularında, etiket bilgilerinde onlarca yan etki yazdığını göreceksiniz. Bu her ilaç için, hatta vitaminler için de böyledir. Oluşması çok çok düşük ihtimal de olsa her ihtimal buraya yazılır. Okuduğumuzda korkmayalım. Biz doktorlar da aynı ilaçları alıyoruz veya ana, babamıza aynı ilaçlardan yazıyoruz.

YAN ETKİLERDEN ÇEKİNİYORUM?

Herkes, hepimiz yan etkilerden çekiniyoruz. Bütün dünyada bir ilacı kesmenin, bırakmanın ilk sebeplerinden biri yan etkilerden çekinmek. Fakat, her ilacın ufak tefek yan etkileri olabileceğini, faydalarının yan etkilerinden çok daha fazla ve önemli olduğunu, olası yan etkilerin genellikle hafif ve ender olduğunu aklımızda tutalım. Fakat yine de bu haklı endişemiz varsa doktora soralım, söyliyelim. İlaca başlama konusunda ortak bir karar alalım.Ve yan etkileri önceden bilelim ki olur da fark edersek hemen önlem alalım. Devamlı veya ilk kez aldığınız ilaçlar varsa ve yeni belirti, şikayet, bulgumuz ortaya çıkarsa bunun bir ilaç yan etkisi de olabileceğini aklımızda tutalım. Değildir, doktor bana dokunacak ilaç yazmaz diye düşünmek yerine, mutlaka doktorumuza haber verelim.Yan etkilerin büyük çoğunluğu ilacı kesince geçiyor ama ilacı kendimiz bırakmayıp bunu doktorun bilgisi dahilinde yapalım.

İLACIMI YUTAMIYORUM?

Eğer ilacın tableti büyük geliyor diye yutamıyorsanız eczacı veya doktorunuza ilacı ikiye bölüp bölemeyeceğinizi sorun. Veya aynı ilacın düşük dozlu küçük tabletinden iki adet verilebilir. Hiç biri olmadı başka bir ilaca doktorunuz geçebilir. Bazı ilaçların şurup şeklinde olanları da var. Fakat beyin ve nörolojik bir sebeple ( mesela felç geçirenlerde) yutma güçlüğü varsa bunun çareleri farklı ama var.

AİLEMDEN DESTEK OLAN,YARDIM EDEN KİMSE YOK?

Devamlı hem de birden fazla ilaç kullanan kişilerin ailelerinden veya yakın arkadaşlarından destek görmesi yararlı oluyor. Fakat belki onların sizin zorlandığınız, biraz desteğe ihtiyacınız olduğundan haberleri yok. Belki de işinize karışmak, sizin işinizi zorlaştırmak, baskı yapıyor gibi görünmek istemiyorlar. Bu yüzden eğer yardıma ihtiyacınız varsa onlara açık olarak söyleyin. Her biri destek olmaktan gurur duyacaklardır.

ORTA YERDE BAŞKALARININ YANINDA ALMAK İSTEMİYORUM?

Bu konuda çok haklısınız. Aramızda hala bir ilaç kullanan insana farklı gözle bakanlar var. Sizin gibi çok kişi de kendisinin ilaç kullandığını başkalarının bilmesini istemiyor. Aslında çoğumuz, neredeyse dünyadaki insanların yarısı bir ilaç alıyor. Normal insan halimiz bu. İlaçlar artık hayatın her yerinde var. Ama başkalarının yanında almaktan, görünmekten rahatsız oluyorsak ve bu düzenli ilaç kullanmamıza engel oluyorsa, kimsenin görmeyeceği bir yere geçicez ve ilacımızı alıcaz. Utanma veya başkaları ne der diye ilacı aksatmaya değmez.

EL TİTREMEM VAR İLACI KULLANMIYORUM?

El titremesinin sebebi bir hastalık, kullandığınız ilacın bir yan etkisi, fazla gelmesi veya aileden gelen normal insan hali de olabilir. El titremesi ortaya çıkınca veya fazlalaşınca tabii ki insan da haklı olarak ilacını bırakmayı aklına getiriyor. Eğer bir ilaç yan etkisi ise çaresi var, doktorunuz ilaç ayarı veya değişikliği yapacaktır.

İLACIMI ALIRKEN TAKİP ETMEM, TUTTURMAM GEREKEN HEDEFLER VAR MI?

Evet var ve en önemli mesele bu. Bize bir ilaç verildiğinde belirli bir amaç için veriliyor. Tansiyon ilacı ise tansiyonumuz istenilen seviyelere insin, şeker ilacı ise kan şekeri değerlerimiz düzelsin, kolesterol ilacı ise kolesterol değerlerimiz bizi koruyacak seviyeye insin diye veriliyor. Devamlı bir ilaç kullanmaya başladığımızda takip etmemiz gereken şeyler bunlar. İlaçlar ancak bu hedefleri tutturursa faydalı oluyor, bizi koruyor. Bu yüzen size uzun süre almanız gereken bir ilaç verildiğinde hangi değerleri, hangi aralıklarla takip etmeniz gerektiğini de sorun ve bir yere yazın. Hedefler tutmadı mı? Dert değil, doktorunuz hemen bir ilaç dozu ayarlaması ile bu sorunu çözecektir. Eğer sürekli ilaç alırken hedeflerimizi tutturamazsak ilacı boş yere almış gibi oluruz.

İLAÇ ALMAK HAYAT DÜZENİMİ ETKİLİYOR?

Çok haklı bir sebep. Almak zorunda olduğumuz ilaçlar günlük düzenimizi zorluyor, araya giriyor, hayatımızın akışını engelliyor olabilir. Fakat çareleri var. Bu yüzden ilacı bırakmak gerekmez. Doktorunuz sizin için en uygun, günlük işlerinizi etkilemiyecek, kullanımı kolay ilaç dozları verebilir. Bir çok ilaç artık tek doz alınabiliyor, bir çok ilaç da ikisi bir arada tek tabletde bulunuyor. Enjeksiyon, iğne tedavili ilaçların da uzun etkili olanları hatta haftada bir kullanılanları var.

İLAÇLARIN YARARINDAN ÇOK ZARARI VAR?

Böyle değil. Neden değil açıklayalım: Bir ilacın piyasaya çıkmadan önce, insanların kullanımı için onay almasındaki en önemli şartlardan biri faydalarının zararından yani yan etkilerinden kat be kat fazla olması. Her ilacın, hatta vitaminlerin, bitkisel ürünlerin yan etkileri olabilir. Fakat bunlar genellikle çok hafiftir, sağlığı bozmaz veya ilaç kesilince veya dozu azaltılınca geçer, düzelirler. Tabii ki bazen ciddi yan etkiler olabilir ama bunlar çok çok ender ortaya çıkar. İlaç kutularının içinde hepimizin anlayacağı şekilde bunlar yazar. Size verilen bir ilacın yan etkilerini mutlaka doktorunuza sorun. Yine de haklı olarak bu yan etkilerden endişe ediyorsanız bunu söyleyin, başka tedavi veya ilaç seçenekleri var mı konuşun. Vücut sizin vücudunuz, her şeyi öğrenme hakkınız var.

İLACINIZ HAKKINDA DOKTORUNUZA VEYA ECZACIYA SORMANIZ GEREKENLER

  • İlaçları nasıl ve ne zaman almalıyım?

  • Her seferinde ne kadar almalıyım?

  • İlaçları ne kadar süre kullanacağım?

  • İlacın etkilerini hissetmek ne kadar sürer?

  • İlaçların işe yaramadığını nasıl anlarım?

  • İlacımın amacı nedir ? Durumuma nasıl yardımcı olacak? 

  • Bir dozu kaçırırsam ne olur?

  • İlacın herhangi bir yan etkisi var mı?

  • Yan etkileri önlemek için ne gibi önlemler almalıyım?

  • İlaç herhangi bir alerjik reaksiyona neden olabilir mi?

  • İlaç almanın herhangi bir riski var mı?

  • İlacı alırken belirli aktivitelerden, yiyeceklerden veya içeceklerden kaçınmam gerekir mi?

  • Şu anda almakta olduğum ilaçlarım ile bir olumsuz etkileşimi olur mu?

  • Hamile veya bebek emziriyorsanız mutlaka hatırlatın. Bir sakıncası var mı?

EVDEN UZAKTAN OLUNCA İLAÇ ALMAYI UNUTUYORUM?

Evet böyle oluyor. Fakat bir kaç çaresi var. İlk olarak günlük yaşamınıza, yol, iş saatlerinize uygun şekilde alınacak ilaçlar var mı doktorunuza sorun. Bir çok ilaç artık tek dozda, yani günde bir kez alınabiliyor. Böylece sabah evden çıkmadan veya akşam ev döndükten sonra alabilirsiniz. Yok böylesi mümkün olmuyorsa ilacınızı yanınıza almak, çantanızda veya iş yerinizde de bulundurmak gerekecek. Eğer iş seyahati veya tatile gidiyorsanız yanınıza yeterince hatta biraz fazla almak önemli. Gittiğinizde yerde biterse yenisine erişemeyebilirsiniz. Ev dışında ilaç almaya alışmamıza rağmen ilaç almayı unutuyorsak yine hatırlatıcılar, alarm, akıllı ilaç kutuları veya cep telefonu uygulamaları kullanabiliriz.

YANLIŞ, UYGUN OLMAYAN İLAÇ KULLANIMI NASIL OLUR?

  • Gereksiz yere çoklu ilaç kullanırsak

  • İlaçları gereksiz ve aşırı kullanırsak

  • Doktorlar için hazırlananTedavi Kılavuzlarına uyumsuz tedavi seçimi yapılırsa 

  • Piyasaya yeni çıkan ilaçlar uygunsuz tercih edilirse 

  • İlaç kullanımında özensiz davranırsak ( uygulama yolu, süre, doz gibi )

  • Uygun olmayan kişisel tedavilere başvurursak, kendi tedavimizi kendimiz yaparsak.

  • Gereksiz yere antibiyotik alırsak

  • Enjeksiyon, iğne gerekmediği halde enjeksiyon ile tedavi yaptırırsak

  • Gereksiz ve uygunsuz vitamin kullanırsak

  • İyi bilmeden, öğrenmeden gıda takviyesi veya bitkisel ürünleri kullanırsak

  • İlaçların diğer ilaçlarla ve besinlerin aldığımız ilaçlarla etkileşimlerini dikkate almazsak

  • Kaynak:http://www.halksagligi.hacettepe.edu.tr/diger/toplumayonelik/akilciilac.pdf

İLAÇ KULLANIRKEN BİLMEMİZ GEREKEN KONULAR HANGİLERİ?

  • İlaç tedavisi kişiye özgüdür. Birine iyi gelen bir ilaç, başka birine iyi gelmeyebilir. Başkalarının ilaçları kesinlikle kullanılmamalıdır. İlaçlar, doktorun hastaya ve tedaviye göre belirlediği miktarda ve sürede kullanılmalıdır.

  • Doktor tarafından belirlenmiş olan tedavi süresine mutlaka uyulmalıdır. Doktorun belirlediği süreden önce ilaç tedavisi kesilmemeli ya da ilaçlar daha uzun süre kullanılmamalıdır

  • İlaçların ancak doğru miktarda kullanıldığında etkili olduğu unutulmamalıdır. Eksik miktarda ilaç alınması tedavinin tam olarak sağlanmasını önlemektedir. Fazla miktarda ilaç alınması ise zararlı etkilere neden olabilmektedir

  • İnternet yoluyla ilaç satın alınmamalıdır. İlaçların doktorun gerekli görmesi halinde reçetelendiği ve sadece eczaneden temin edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

  • İlaçların saklanması ilacın kullanma talimatında belirtilen şekilde olmalıdır. 

  • Her ilacın bir son kullanma tarihi vardır. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır

  • Bitkisel ürünlerin ilaçlarla birlikte kullanımı birçok zararlı etkiye neden olabilmektedir. 

  • İlaç tedavisi yerine bitkisel ürün seçeneklerine kesinlikle kendi başımıza karar vermemeliyiz

  • İlaç kullanırken vücutta fark edilen değişimler (kaşıntı, çarpıntı, ağrı, yüksek ateş gibi) ile ilgili doktor ve eczacı bilgilendirilmelidir.

ANTİBİYOTİK KULLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? NASIL, NE ZAMAN ALMALIYIZ?

  • Gereksiz yere en sık alınan ilaçların başında antibiyotikler var. 

  • Her iltihap, ateş, enfeksiyon tedavisinde antibiyotik kullanma isteği çok yaygın. Ancak enfeksiyon hastalıkları antibiyotiklerin etki etmediği bakteri dışındaki pek çok mikrop (virüsler, mantarlar vb.) tarafından da oluşabilir. Antibiyotikler ise sadece bakterilere karşı etkili olan ilaçlardır.

  • Antibiyotikler, diğer etkenlerle oluşan enfeksiyonlarda işe yaramadıkları gibi gereksiz antibiyotik kullanılması antibiyotik direncine neden olabilmektedir.

  • Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir.

  • Antibiyotik direnci, bir bakterinin antibiyotiklerin etkilerine karşı koyabilme yeteneğidir.

  • Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır.

  • Kaynak:http://www.halksagligi.hacettepe.edu.tr/diger/toplumayonelik/akilciilac.pdf

SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ İLAÇ ALINIR MI?

Hastalar son kullanma tarihi geçmiş ilaçları kullanmalı mı, kullanmamalı mı? Son kullanma tarihi geçmemiş ilaçları kullanmak her zaman en iyisidir, en güvenli yol budur.

Bir ilaç, örneğin bir kalp rahatsızlığı, kanser tedavisi, nöbet veya yaşamı tehdit eden alerji gibi kronik ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir hastalık için gerekliyse, son kullanma süresi dolmadan yeni bir reçete alın ve gerektiğinde yenilerini almaya devam edin. Mecbur kalır veya yanlışlıkla son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç alırsanız ve ilacın etkisinin olmadığını fark ederseniz, ilaç değiştirilmelidir.

Aşağıdaki ilaçlar, son kullanma tarihi geçmişse ciddi sorunlara yol açabilir:

Biyolojik ilaçlar
İnsülin
Soğukta saklanan ilaçlar
Göz damlaları
İğne ile yapılan ilaçlar
Eczanede hazırlanan özel karışımlar
Bozulmuş veya bulanık gibi görünen veya zararlı bir kokusu olan herhangi bir ilaç derhal atılmalı ve değiştirilmelidir; kullanmayın.

Durumunuza özel en iyi bilgi ve tavsiyeyi sunabilecek, süresi dolmuş ilaçlar hakkında sorularınızı eczacınıza veya doktorunuza sorun. Şüpheye düştüğünüzde, yeni, süresi dolmamış bir ilaç almak her zaman en iyisidir.

SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP İÇİN ANTİBİYOTİK ALINIR MI?

  • Soğuk algınlığı ve grip; virüslerin neden olduğu ve çoğunlukla kendi kendine iyileşebilen hastalıklardır. Bu durumlarda antibiyotik kullanımı gerekmez. Antibiyotikler grip ve soğuk algınlığının tedavisine yardımcı olmamaktadır ve başka kişilere bulaşmasına engel olmamakttadır.

  • Bu hastalıklarla başedebilmek için kuvvetli bir bağışıklık sistemi gereklidir. Nezle ve grip olunduğunda çoğu zaman; yatak istirahati, dinlenme, yeterli ve dengeli beslenmek, bol sıvı almak yeterlidir

BAKIN DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ BU KONUDA SİZİ HAKLI ÇIKARACAK NELER DİYOR?

  • Hastaların yaklaşık %50'si ilaçları reçete edildiği şekilde kullanmamaktadır.

  • İlaç uyumu sadece hastanın sorumluluğunda değildir.

  • İlaçlara uyumun artması, sağlık üzerinde tıbbi tedavilerdeki gelişmelerden daha büyük bir etkiye sahip olabilir.

  • İlaç alma davranışı karmaşıktır ve hasta, hekim ve süreçleri içerir.

  • Uyumsuzluğun belirlenmesi zordur ve doktorlar için özel görüşme becerileri gerektirir. 

  • Çözümler, “suçsuz” bir ortamı teşvik etmeyi, daha az sıklıkta dozlamayı seçmeyi, hasta eğitimini iyileştirmeyi, sağlık okuryazarlığını değerlendirmeyi ve kişisel uyumsuzluk kararlarına dikkat etmeyi içerir.

İLAÇLAR KONUSUNDAKİ ENDİŞELERİNİZDE YALNIZ DEĞİLSİNİZ DEMİŞTİK. ÜLKEMİZDE İNSANLAR İLAÇLARINI NE KADAR DÜZENLİ KULLANIYOR?

  • Parkinson hastalarının %47’si

  • Ülseratif kolit hastalarının %43’ü

  • Astım/KOAH hastalarının %37’si

  • Tansiyon hastalarının %36’sı 

  • Kolesterol hastalarının %33’ü 

  • Şeker hastalarının %28’i

  • Ankilozan spondilit ve psöriyazis hastalarının %21’i

  • Romatoid artrit hastalarının %20’si

  • İLAÇLARINI UNUTUYOR VEYA DÜZENLİ ALMIYOR VEYA BIRAKIYOR

BİR ÇOK KİŞİ NEDEN İLAÇLARINI ALMIYOR?

  • En basitinden unutabilirler.

  • İlacın etkinliğine ikna olmayabilirler veya işe yaradığından emin olmayabilirler.

  • Yan etkilerden korkabilirler veya ilacı almakta zorlanabilirler (özellikle enjeksiyonlar veya solunum yolu ile alınan inhalerlerle).

  • İlaçların artan maliyeti de bir çok kişi için bir engeldir.

NEDEN İLAÇ ALMAK İSTEMİYORUZ? KORKULAR

Hastalar, aynı veya benzer bir ilaçla daha önce yaşadıkları korkabilirler. Aynı veya benzer bir ilacı kullanan bir arkadaş veya aile üyesinin yaşadığı yan etkilere tanık olmuş olabilir ve ilacın bu sorunlara neden olduğuna inanabilirler.

NEDEN İLAÇ ALMAK İSTEMİYORUZ? YANLIŞ ANLAMALAR

Hastalar ilaca olan ihtiyacı, yan etkilerin doğasını veya sonuçların görülmesi için beklenen süreyi anlayamayabilir. Bu özellikle kronik hastalığı olan hastalar için geçerlidir çünkü her gün “ileride bir şey olmasın” diye ilaç almak kafa karıştırıcı olabilir. Anında iyileşme görmemek, erkenden ilaçları bırakmaya neden olabilir.

NEDEN İLAÇ ALMAK İSTEMİYORUZ?DOKTORA GÜVENSİZLİK

İlaç şirketlerinin pazarlama çabalarının doktor reçetelerini etkilediğine dair haberler nedeniyle hastalar, doktorlarının belirli ilaçları reçete etme nedenlerinden şüphe duyabilirler.

UZUN SÜREDİR BİR İLAÇ ALIYORSUNUZ, DEVAM ETMENİZ GEREKİYOR MU?

  • Zamanla, özellikle yaşlandıkça bazı ilaçlar gereksiz hale gelebilir veya zarar vermeye başlayabilir. Size birkaç yıl önce reçete edilen bir ilaca artık ihtiyacınız olmayabilir, artık sizin için işe yaramıyor olabilir veya yan etkilere neden olabilir. İlaç azaltma veya bırakma süreci artık almanız gerekmeyen ilaçların dozlarını kademeli olarak kaldırma veya azaltma sürecidir. Bunun amacı, daha az ilaç alarak genel sağlığınızı ve yaşam kalitenizi iyileştirmektir. Herhangi bir ilaç almayı bırakmadan önce doktorunuzla veya eczacınızla konuşun.

  • İlaç azaltma veya bırakma kimler için?Kimleri tarif ediyor? Yaşlandıkça, size daha fazla ilaç reçete edilebilir, bu da yan etki riskinizi artırabilir veya ilaçlar arasında zararlı etkileşimlere neden olabilir. Bu, özellikle 65 yaşın üzerindeyseniz önem kazanır. Aldıkları ilaçların sayısı konusunda endişeleri olan herkes ilaç değişikliği konusunda eczacıları veya doktorları ile konuşmalıdır.

  • Olası faydaları nelerdir? Yan etkiler azalabilir. Diğer ilaçlarla kötü etkileşimler azalabilir. İlaç hataları azalabilir. Daha az ilacı takip etmek daha kolaydır. Mali yük varsa azalabilir.

  • İlaç azaltma veya bırakma nasıl yapılır? Aldığınız ilaçların sayısı konusunda endişeleriniz varsa, doktorunuzla görüşmenin ve reçeteyi bırakma hakkında konuşmanın zamanı gelmiş olabilir. Aldığınız tüm ilaçların güncel bir listesini oluşturarak bu görüşmeye hazırlanın. Veya bütün ilaçlarınızı yanınızda götürün. Doktorunuz daha sonra aşağıdakileri sizinle konuşacaktır: Kullandığınız ilaçlar yan etki yapıyor mu? Örneğin, kolesterolünüzü düşüren bir ilaç aldığınız için kas ağrısı mı yaşıyorsunuz? İlaçlarınızın tümü mevcut sorunlarınızı tedavi ediyor mu? Örneğin, reflünün neden olduğu mide rahatsızlığını hafifletmek için bir ilaç alıyor musunuz, ancak artık reflünüz yok mu? İlaçlarınız ekstra risk taşıyor mu? Bazı ilaçların yaşlı hastalarda daha fazla yan etkiye neden olduğu bilinmektedir. Etkili olabilecek daha güvenli seçenekler veya daha düşük dozlar var mı? İlaçları almayı bırakmak güvenli mi? Doktorunuz yeni bir ilaç planı oluşturacak ve gelişmeleri takip etmek için kontrole gelmenizi isteyecektir.  

KAN SULANDIRICI, PIHTI ÖNLEYİCİ İLAÇLARI NASIL KULLANMALIYIM?

Coumadin, Pradaxa, Xarelto, Eliquis ve Lixiana gibi kan sulandırıcı, pıhtı önleyici ilaçları evde kullanım kılavuzu. En güvenilir kaynak, Türk Kardiyoloji Derneği'nden: 

https://file.tkd.org.tr/kilavuzlar/Kilavuz-202002171723028.pdf?menu=190

ASTIM VE KOAH İÇİN VERİLEN SOLUNUM YOLU İLE ALINAN (INHALER) İLAÇLAR NASIL KULLANILIR?

Ölçülü Doz İnhaler İlaçlar:

Bu cihazların içerisinde ilaçla beraber itici gazlarda bulunur. Çocuklarda çok sık kullanılmaktadır. Kortikosteroidler (kortizon) ve bronş genişletici ilaçlar (ß2 agonist) bu cihazlar içerisinde kullanılmaktadır.

Özellikle çocuklarda aracı cihaz kullanımı gereklidir. Aracı cihaz seçimi çocuğun yaşına uygun olarak seçilmelidir. Kullanım aşamaları ise;

  1. İnhaler ilacın kapağı çıkarılır, iyice sallandıktan sonra aracı cihaza takılır.

  2. İdeal olarak hasta derin nefes verir ve maske yüze oturtulur ya da ağızlık iyice ağıza yerleştirilir.

  3. İnhaler ilaca basılır ve aracı tüpün içerisine ilaç sıkılmış olur.

  4. Hasta eş zamanlı olarak derin bir nefes alarak tüm ilacı içerisine çeker.

  5. Çok iyi uyum sağlayamayan çocuklar derin nefes alma işlemini bir kaç kez tekrarlar.

  6. İyi uyum sağlayan hastalar derin nefes ile ilacı aldıktan sonra 10 saniye kadar nefesini tutar.

  7. Bir kerede ilacı alamayan çocuklar derin nefes alma işlemini 3-5 kez tekrarlayabilir.

  8. İlaçtan bir doz daha almak gerekirse bir kaç dakika sonra aynı işlem tekrar yapılır.

Kuru Toz İnhaler İlaçlar:

Bu cihazlar içerisinde sadece kuru toz şeklinde ilaçlar bulunur. Cihazın kullanılması tamamen hastanın performansına bağlıdır. Aracı cihaz kullanılması gerekmez. Büyük çocuklarda hekimin performansı gözlemleyip onaylaması ile kullanılabilir. İyi bir eforla cihazdan ilacın çekilmesi gerekir. Lokal yan etkileri daha azdır. Bu ilaçlar kapsül şeklinde olabilir. Cihaza yerleştirildikten sonra patlatılarak akciğerlere çekilir. Bazı ilaçlarda böyle bir işleme gerek olmadan direkt derin nefes alınarak kullanılır. Son yıllarda bir çok farklı mekanizma içeren ilaçlar kullanıma sunulmuştur. Ancak temel olarak kullanımları birbirine benzemektedir.

  1. Öncelikle cihazın kapağı çıkarılır

  2. Cihazın mekanizmasına göre ilaç kullanıma hazır hale getirilir

  3. Derin nefes verilerek akciğerler boşaltılır.

  4. Cihaz ağıza iyice yerleştirilir

  5. Hızlı ve derin nefes alınarak bir seferde ilaç akciğerlere çekilir

  6. Nefes 10 saniye tutulur.

  7. Bu manevralar ile ilaç akciğerlere kolayca ulaşır.

Eğer bu ilaçlardan biri size reçete edilirse mutlaka bir doktor veya hemşire ile birlikte kullanımı öğrenin ve ilk dozu onların önünde deneyerek kullanın.

Unutmayın:

  • İlacınızın ne kadar kaldığını mutlaka arada bir kontrol ediniz.

  • İlaç kullanımından sonra mutlaka ağzınızı su ile çalkalayın ya da gargara yapınız.

Nebülizer Cihazlar:

Astım ilaçları nebülizer cihazlar aracılığıyla da verilebilir. Bu yöntem daha çok uyum sorunu gözlenen durumlarda tercih edilir. Acil ve yoğun bakım servislerinde kullanılır. Bilinci yerinde olmayan hastalarda kullanılması gerekir. Uyum sorunu olmayan hastalarda diğer aracı cihazlara göre üstünlüğü yoktur. Oysa halk arasında nebülizatörler lehine yanlış bir algı hakimdir. Bu cihazlar ile verilen ilaç dozunun daha yüksek olduğu, bu işlemin daha uzun sürdüğü, daha pahalı ve elektrik ihtiyacı olduğu için kullanımı tercih edilmemelidir.

Kaynak: Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği

SPOR, EGZERSİZ, FİZİKSEL AKTİVİTENİN SAĞLIK VE HASTALIKLAR ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLERİ NELERDİR?

EGZERSİZ İLAÇTIR

Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler insanların daha konforlu  ama daha hareketsiz (sedanter) bir yaşam sürmelerine neden olmuştur. Eskiden bütün işler beden gücü ile yapılırken, günümüzde insan emeğinin yerini makineler almıştır. Artık en kısa mesafeye bile arabayla gidiliyor, iş yerlerinin çoğunda asansör, alışveriş merkezlerinde yürüyen merdiven, evlerdeki tüm cihazlarda uzaktan kumanda kullanılıyor. İşimizi yaparken bile kullandığımız cihazlara bir kol mesafesi kadar uzaktayız. Birçok eylemi bir tuşa basarak yapabiliyoruz. Tarlalarda insan emeği ile yapılan işleri makineler üstlenmiş durumda. Tüm bunlar yanlış beslenme alışkanlığı (fast food, aşırı yağ, karbonhidrat  ve et tüketimi) ile birleşince obez, hareket etmeyen sağlıksız bir toplum olmaya başladık. Artık doktora gittiğinizde “tansiyonunuz yüksek, şekeriniz yüksek, kilonuz fazla, kemik erimesi başlamış, kolesterolünüz yüksek, iki damarınız tıkalı” vb gibi sözcükleri ne yazık ki çok sık duyar olduk. Oysa yakın zamana kadar Anadolu’nun köylerinde kırmızı etle beslenen, tereyağı ve zeytinyağı dışında yağ bilmeyen, bir öğünde bir ekmeği bitiren ancak bu hastalıkların hiç birine yakalanmadan 100 yaşına kadar yaşayan insanlarımız vardı. Çünkü onlar yediklerini yakıyorlardı. Belki düzenli olarak bir spor salonuna gidip egzersiz yapmıyorlardı ancak gün boyunca bütün işleri beden gücü ile yapıyorlardı. Yani hareketli yaşıyorlardı. İşleyen demir pas tutmaz sözü de tam bu durumu açıklamıyor mu?

Peki, günümüzdeki teknolojileri kullanmadan yaşamak mümkün mü? Sağlıklı yaşamak için eski yaşam şartlarına dönmek mi gerekiyor? Hayır, ancak hayatımızda bazı düzenlemeler yaparak hareketsizliğin neden olduğu hastalıkları büyük çoğunlukla engelleyebiliriz. Önce  fiziksel aktiviteyi  bir yaşam tarzı haline getirmemiz gerekiyor. Bunun için günde en az 10.000 adım atmamız yeterli. Ya da düzenli olarak haftanın en az üç günü 45-60 dakika arası yanımızdaki ile biraz zorlanarak konuşabilecek düzeyde egzersiz yapmamız;  yani, kalp atım hızımız ve bununla birlikte nefes alıp verme hızımız bir miktar artacak şekilde tempolu yürümemiz veya benzer egzersizler yapmamız gerekiyor.

Yaşamımızda sadece bu değişiklikleri yaparak bakın neleri sağlayabiliriz:  

Obezite engellenir: Egzersiz vücut yağlarını azaltıp kas kitlesini arttırarak obeziteyi önler, böylece obezitenin neden olduğu yüksek kan basıncı (hipertansiyon), şeker hastalığı (diyabet), eklem hastalıkları (osteoartrit), akciğer,   kalp ve damar hastalıklarını önler.

Hipertansiyon riski azalır: Düzenli egzersiz başlangıç aşamasındaki tansiyon yüksekliğini (hafif kan basıncı yüksekliğini) normal düzeye getirmede çok etkilidir. Bu tür hastalarda ilaç kullanımına bile gerek kalmayabilir. Yapılan çalışmalarda düzenli fiziksel aktivitenin kan basıncında 10 birim düşme sağladığı görülmüştür. Böyle hastalarda ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu ortadan kalkmış olur.

Şeker hastalığına yakalanma riski azalır: Düzenli egzersiz yapmak kan şekerinin daha iyi düzenlenmesini sağlar. Şeker hastalarının çoğunda insülin direnci gelişmiştir. Egzersiz insülin direncini kırarak şeker hastalığının gelişimini önler, hastalık ortaya çıkmışsa seyrini hafifletmeye yardımcı olur. Bazı durumlarda, kan şekeri çok yüksek olmayan tip-2 diyabette ilaç kullanımına bile gerek kalmayabilir.  

Kan yağları düzenlenir: Egzersizle kötü huylu kolesterol (VLDL, LDL) ve kan yağları (trigliseridler) düşerken iyi huylu kolesterol (HDL) yükselir. Böylece kalp damar hastalıklarına yakalanma riski azalır. Egzersiz yapan bir çok hastada kolesterol ilacı kullanmaya gerek kalmadığı gözlenmiştir.

Kalp damar hastalıklarına yakalanma riski azalır: Düzenli yapılan egzersizlerin kalp damar hastalıklarına yakalanma oranını azalttığı, damar tıkanmalarından sonra geri kalan damarların daha iyi çalışmasını sağladığı kanıtlanmıştır. Kalp ve damar hastalarında ameliyat sonrası veya tedavi sonrası uzun süreli yürüyüşler önerilmektedir.

Kemik erimesini engeller: Çocukluk çağında düzenli egzersiz yapanlarda ileri yaşlarda kemik erimesinin (osteoporoz) ortaya çıkmadığı görülmüştür. Bazı aktivitelerin kemik yoğunluğunu arttırdığı, osteoporozlu hastalarda kemik erimesini önlediği görülmüştür.

Vücudumuzun dinç ve zinde kalmasını sağlar ve yaşlanmayı geciktirir: Düzenli egzersiz yapan insanların kendilerini daha dinç ve zinde  hissettikleri gözlenmiştir. Böylece çalışma performansı artar. Ayrıca  egzersiz veya spor yapanlarda yaşla birlikte ortaya çıkan sorunlar daha az görülür, yaşlanmanın etkileri çok daha az hissedilir. Yani düzenli egzersiz yapanlar daha genç kalırlar!

Kas ve eklem ağrıları azalır: Bel, boyun ve sırt ağrılarında, kireçlenmelerde ve eklem yapışıklıkları için özel egzersiz programları vardır. Bilgisayar başında uzun süre çalışanlarda egzersiz ile bel ve boyun tutulmamalarının önüne geçilebilir.

Depresyon riski azalır: Egzersizin depresyonlu hastalarda şikayetleri azalttığı görülmüştür. Egzersiz sırasında salınan bazı hormonlar insanı iş stresinden uzaklaştırarak daha mutlu hissetmesini sağlar. Ayrıca depresyonlu hastalarda toplu yapılan egzersiz  veya sporun insanlar arasındaki ilişkileri arttırarak depresyonu tedavi ettiği tespit edilmiştir.

Bağışıklık sistemini güçlenir: Düzenli yapılan egzersizin bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun daha dirençli olmasını sağladığı gözlenmiştir.

Bazı kanser türlerine yakalanma riski azalır: Düzenli egzersizin kalın barsak ve prostat kanserine yakalanma riskini azalttığı saptanmıştır.

Her zaman hastalığı önlemek hastalığı tedavi etmekten daha ekonomiktir.  Bunun en iyi, en ucuz, yan etkileri en az ilacı egzersizdir.

Teknoloji günümüzde bu kadar geliştiği halde yukarıda saydığımız etkileri sağlayan tek bir ilaç henüz bulunamamıştır.

Yapılacak en kolay egzersiz her gün 45 dakika orta tempoda yürümektir. Bunu yapamıyorsak gideceğimiz yerlere araba yerine yürüyerek gidelim. Böylece hem benzin harcamamış, hem trafik kargaşası yaratmamış, hem de çevreyi kirletmemiş oluruz. Üstelik park yeri derdi ve kırmızı ışık derdi de olmaz. Araba kullanırken cüzdan eriyip göbek şişerken, yürümekle göbek erir, cüzdan şişer! Böylece yakıta harcanan paralar ülkemizde kalır.

Mümkün olduğunca asansör, yürüyen merdiven ve  uzaktan kumanda kullanmayalım.

İş yerinde uzun süre oturmamaya özen gösterelim. Evrakları birilerine taşıtma yerine kendi işimizi kendimiz yapmaya çalışalım. Böylece daha sağlıklı olur, hastanelere daha az gideriz. Ayrıca istediğimiz yiyeceği kısıtlamadan istediğiniz kadar yiyebiliriz. Tabii ki alınan kalorileri yakmak şartıyla.

Çocuklarımızın mutlaka bir spor dalı ile uğraşmalarını sağlayalım. Spor yapan çocuk daha sosyal ve daha başarılı olur.

Kaynak: Doç. Dr. Soner AKKURT
Spor Hekimliği Uzmanı
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
Spor Hekimliği Anabilim Dalı

HER ŞEY HAKKINDA KISA KISA HAP GİBİ BİLGİLER İÇİN:

https://www.drmetinokucu.com/bizim-gazete

Cevaplanmayan sorularınız mı var? Diğer yolları kullanın. Birlikte doğru yolu bulalım, hayatınızı kolaylaştıralım.

SSS: SSS
bottom of page